cocukpsikolojisi-alperbudan
  ÇOCUKLARDA KEKEMELİK
 

KEKEMELİK


Kekemelik, ses, hece ve sözcüklerin tekrarı, uzatılması ya da konuşmanın akışını kesen, duraklamalar şeklinde ortaya çıkan, bir konuşma bozukluğudur. Psikolojik sorunlar yoğun olduğunda ve stresli ortamlarda artar. Konuşma hızı yavaş veya hızlı olabilir. Şarkı söylerken ve şiir okurken görülmez. Ağır durumlarda vücut, el kol hareketleri konuşmaya eşlik eder.

Genellikle 12 yaşından önce, çoğunlukla da 2-7 yaşları arasında başlar. Belli bir yaşa kadar düzgün konuşan çocuk birden tutulur. Önceleri belli sözcüklerde, daha sonra her sözcükte takılır. Kekemelere uygulanan fiziki tekniklerde konuşma ile ilgili organlarda bozukluk saptanamamıştır.

Kekemelik genellikle erkek çocuklarda, kızlardan dört-beş kat fazla görülmektedir. Kekeleyen çocuğun aile üyeleri ve yakınları arasında da kekemeliğe rastlama olasılığı yüksektir. Oluş nedeni tam olarak bilinmemektedir. Çok etkenli bir bozukluktur. Ailesel, genetik bir yatkınlıktan bahsedilmektedir. Bazı anne babalar çocuğa küçük yaşta düzen, temizlik ve terbiye konularında katı disiplin uygulamışlardır. Bu anne babanın çocuktan beklentileri çok yüksektir.

Çocuğu aşırı denetim altında tutarlar. Konuşmasına sürekli müdahale ederler. Lütfensiz konuşmasını istemezler. Bu durumun çocuğun konuşmasını engelleyebildiği ve konuşmada duraksamalara sebep olabildiği ifade edilmektedir.Bir başka görüş de konuşmanın beyinde yetersiz lateralize olduğu; daha çok her iki hemisferde de temsil edilişinden ortaya çıktığı şeklindedir.Kekemeliği başlatan en büyük nedenin korku olduğunu belirtebiliriz.

Kekemelik çocuğun toplumsal uyumunu aksatır. Konuşmaktan çekinir, kekeleyeceği korkusuna devamlı sahiptir. Çekingenlik, utangaçlık, güvensizlik gibi ek belirtiler gelişir. Bu durum çocuğun arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını etkiler.

2-3,5 yaşlar arasında başlayan kekemelik genellikle geçicidir. Bu yaşlarda çocukta düşünme hızı konuşma hızını geçtiğinden ya da yetersiz konuşma ile düşünce ifade edilemediğinden fizyolojik kekemelik ortaya çıkar. Erken yaşta başlayan geçici kekemelik durumunda aile çocuğa düzgün konuşması için baskı yapmamalı, çocuğun konuşmasına dikkat çekilmemelidir.

Hafif vakalarda düzelme %50 ile % 80 arasındadır. Ergenlik döneminde geçebileceğini vurgulayan araştırmalar vardır.Anne babanın dayaktan, korkutucu tepkilerden sakınması uygun olur. Aile çocuğun konuşmasına sürekli karışmalar ve düzeltmeler yapmamalıdır. Anne baba sabırsız ve üzgün bir tavır içine girmemelidir. Çocuğun tedirginliğini azaltıcı önlemler almalı, aşırı titiz, düzenli, denetimci ve kuralcı tutum gevşetilmelidir.

Kekemelik başlar başlamaz bir psikoloji merkezine gidilmesi uygun olur. Çocuğun ruhsal sorunlarının çözülmesi. kekemeliğin yer etmeden geçmesini sağlayabilir. Kekemelik tedavisinde amaç, kekemelikle birlikte çocuğun ruhsal durumunun da düzeltilmesidir. Yani tedavinin büyük ölçüde amacı benlik saygısının korunmasıdır.

Konuşma tedavisi, uzmanları tarafından yapılmalıdır. Altı­yedi yaşından büyük çocuklar bu tedaviden kolay yararlanırlar.

Kekemelik, ses, hece ve sözcüklerin tekrarı, uzatılması ya da konuşmanın akışını kesen, duraklamalar şeklinde ortaya çıkan, bir konuşma bozukluğudur. Psikolojik so¬runlar yoğun olduğunda ve stresli ortamlarda artar. Konuşma hızı yavaş veya hızlı olabilir. Şarkı söylerken ve şiir okurken görülmez. Ağır durumlarda vücut, el kol hare¬ketleri konuşmaya eşlik eder.
Genellikle 12 yaşından önce, çoğunlukla da 2-7 yaşları arasında başlar. Belli bir yaşa kadar düzgün konuşan çocuk birden tutulur. Önceleri belli sözcüklerde, daha sonra her sözcükte takılır. Kekemelere uygulanan fiziki tekniklerde konuşma ile ilgili organlarda bozukluk saptanamamıştır.
Kekemelik genellikle erkek çocuklarda, kızlardan dört-beş kat fazla görülmektedir. Kekeleyen çocuğun aile üye¬leri ve yakınları arasında da kekemeliğe rastlama olasılığı yüksektir. Oluş nedeni tam olarak bilinmemektedir. Çok etkenli bir bozukluktur. Ailesel, genetik bir yatkınlıktan bahsedilmektedir. Bazı anne babalar çocuğa küçük yaşta düzen, temizlik ve terbiye konularında katı disiplin uygulamışlardır. Bu anne babanın çocuktan beklentileri çok yüksektir. Çocuğu aşırı denetim altında tutarlar. Konuş¬masına sürekli müdahale ederler. Lütfensiz konuşmasını istemezler. Bu durumun çocuğun konuşmasını engel¬leyebildiği ve konuşmada duraksamalara sebep olabildiği ifade edilmektedir.
Bir başka görüş de konuşmanın beyinde yetersiz lateralize olduğu; daha çok her iki hemisferde de temsil edilişinden ortaya çıktığı şeklindedir.
Kekemeliği başlatan en büyük nedenin korku olduğunu belirtebiliriz.
Kekemelik çocuğun toplumsal uyumunu aksatır. Konuş¬maktan çekinir, kekeleyeceği korkusuna devamlı sahiptir. Çekin¬genlik, utangaçlık, güvensizlik gibi ek belirtiler gelişir. Bu durum çocuğun arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını etkiler.
2-3,5 yaşlar arasında başlayan kekemelik genellikle geçi¬cidir. Bu yaşlarda çocukta düşünme hızı konuşma hızını geç¬tiğinden ya da yetersiz konuşma ile düşünce ifade edileme¬diğinden fizyolojik kekemelik ortaya çıkar. Erken yaşta başlayan geçici kekemelik durumunda aile çocuğa düzgün konuşması için baskı yapmamalı, çocuğun konuşmasına dikkatçekilmemelidir.
Hafif vakalarda düzelme % 50 ile % 80 arasındadır. Ergenlik döneminde geçebileceğini vurgulayan araştırmalar vardır.
Anne babanın dayaktan, korkutucu tepkilerden sakınması uygun olur. Aile çocuğun konuşmasına sürekli karışmalar ve düzeltmeler yapmamalıdır. Anne baba sabırsız ve üzgün bir ta¬vır içine girmemelidir. Çocuğun tedirginliğini azaltıcı önlemler almalı, aşırı titiz, düzenli, denetimci ve kuralcı tutum gevşe-tilmelidir.
Kekemelik başlar başlamaz bir psikoloji merkezine gidilme¬si uygun olur. Çocuğun ruhsal sorunlarının çözülmesi, keke¬meliğin yer etmeden geçmesini sağlayabilir. Kekemelik teda¬visinde amaç, kekemelikle birlikte çocuğun ruhsal durumunun da düzeltilmesidir. Yani tedavinin büyük ölçüde amacı benlik saygısının korunmasıdır.
Konuşma tedavisi, uzmanları tarafından yapılmalıdır. Altı-yedi yaşından büyük çocuklar bu tedaviden kolay yararlanırlar.
 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol